Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tuğrul CABIOĞLU “Algı Yönetimi” konusunda Derneğimizde bir sunum yaptı.

PARLAMENTERLER DERNEĞİNDE AYIN KONUĞU: Doç.Dr.CABIOĞLU: “ALGI YÖNETİMİ; PSİKOLOJİK DEĞİL, FİZYOLOJİK!”

Derneğimizin “Sohbet Toplantıları” kapsamında, Ocak Ayı konuğu olarak seçilen Doç.Dr.CABIOĞLU katılımcılara ufuk açıcı bir sunum yaptı. Konuşmasını zaman zaman barkovizyonla  destekleyen CABIOĞLU, ekrana yansıttığı görsellerle kamuoyunun düşünce ve tutumlarının farkında olunmadan nasıl etkilenmeye çalışıldığını örneklerle gösterdi.

“Bilinçaltını etkilemeyi hedefleyen ‘’subliminal’’ mesaj göndermenin birçok yolu bulunduğunu ifade eden CABIOĞLU, “bu yöntemlerin başlıcalarının dijital ses dosyalarına gizlenen işitsel yollar, gözle algılanamayacak kadar kısa süreyle ve sık patlayan flaşlar şeklinde sineme ya da televizyon görüntüleri ve benzeri nitelikteki görsel malzemenin içine saklanmış şekil, kelime ve rakamlar” olarak sayabiliriz.

“Bilinçaltını etkilemeyi hedefleyen ‘’subliminal’’ mesaj göndermenin birçok yolu bulunduğunu ifade eden CABIOĞLU, “bu yöntemlerin başlıcalarının dijital ses dosyalarına gizlenen işitsel yollar, gözle algılanamayacak kadar kısa süreyle ve sık patlayan flaşlar şeklinde sineme ya da televizyon görüntüleri ve benzeri nitelikteki görsel malzemenin içine saklanmış şekil, kelime ve rakamlar” olarak sayabiliriz.

“Bu yöntem, bir ürünün reklâmını yapmaktan, bir inancın ya da görüşün propagandasını yapmaya kadar varan geniş bir yelpazede kullanılmaktadır. Görsel ve işitsel olarak (bilinçli) algılananlar değil; bilinçaltı seviyesinde algılanan söz, resim, görüntü ve şekillerden oluşur. Bunlardan en çok kullanılan Dijital ses dosyalarına gizlenen ses mesajlardır

İnsan kulağı sadece belirli frekans aralıklarındaki sesleri duyabilir. Eğer siz bir müzik parçasını rahatça duyabiliyorsanız, bu sizin duyabileceğiniz frekans aralığında olduğunu gösterir. İnsan beyninin algısı ise, bundan daha düşük ya da daha yüksek frekansları algılayabilecek kapasitededir.  Yani, kulağımız ancak belirli bir frekans aralığındaki sesleri duyabilir. Fakat beynimiz bu aralığın çok daha ötesindeki sesleri algılar, hisseder.

12 hertz dalga boyundaki subliminal mesaj içeren bir MP3′ü kulağınızla dinlersiniz, ancak içindeki gizli mesajı beyniniz dinler. Bu esnada kulağınız hiçbir şey duymaz. İnternette ve paylaşım programlarında bilinçaltı mesajları içeren MP3 dosyaları bulunmaktadır. Hatta bu gizli mesajları frekans aralıklarına göre analiz ederek ortaya çıkartan yazılımlar dahi vardır” dedi.

Yapılan araştırmalara göre kişilerin olaylardan etkilendikleri ve içinde bulundukları ortama göre tavır takındıklarını anlatan CABIOĞLU “insanlar bunu bilinçli olarak da yapmıyor. Örneğin bir cenaze için taziyeye gidildiğinde kişi kendiliğinden üzülüyor. Orada acılı insanlarla birlikte ağlıyor. Karşısındakinin jest ve mimiklerinden doğrudan etkileniyor. Tam zıddı mutlu bir ortama girdiğimizde, gülüyor, gülümsüyoruz. Bütün bunları beyin otomatik olarak yapıyor. Bunlar planlanmış hareketler değil”

Yaygın sanının aksine algı yönetiminin psikolojik olmaktan öte fizyolojik olduğunu ifade eden CABIOĞLU tezini çeşitli görüntüler ve reklam örnekleriyle destekledi. “Özellikle reklamlarda kişi istemese dahi  farkında olmadan bir alma isteği oluşturuluyor.  Başka bir açıdan Amerikanın çeşitli filmlerle hem kurtarıcı hem güçlü ve yenilmez imajının zihinlere yerleştirildiğini görmekteyiz. Saddam’ın çok kolay bir şekilde devrilmesin de de kişilerde oluşturulan Amerika yenilmez algısı önemli rol oynamıştır.

Sunumun ikinci bölümü soru cevap şeklinde devem etti. Doç.Dr. CABIOĞLU katılımcıların konuya dair sorularını cevaplandırdı.